Sanayileşmiş tarım yöntemleri, küresel pazara büyük miktarlarda gıda
ulaştırmayı mümkün kılmıştır. Ancak bu üretim yönteminin olumsuz etkileri de vardır.
Nedeni ise, bu yöntemle tarım arazilerinin verimliliği düşmekte, tatlı su
kaynakları israf edilmekte, ekosistemler yok edilmekte, sera gazı emisyonları
artmakta ve biyolojik çeşitlilik azalmaktadır. Endüstriyel tarım, bu bahsi
geçen kaynakların kullanımı bakımından en yoğun sektördür. Enerji, gübre ve
zirai ilaç fiyatlarına bağlıdır. Birçok
ülkede bu girdiler ithal edilmektedir. Bu nedenle, sanayileşmiş tarımsal
uygulamaların kullanımı, sürdürülebilirliği, dış ticarete bağımlılığı ve
tedarik zinciri şokları azaltılmalı; gıda sisteminin esnekliği artırılmalıdır (International
Panel of Experts on Sustainable Food System, 2016).
Dünyada sanayileşmiş tarım uygulamalarından hassas tarım uygulamalarına doğru
bir eğilim vardır. Hassas tarım,
verimliliği artırırken en uygun girdileri kullanarak toprağı ve diğer doğal
kaynakları korumayı amaçlayan tarımsal yönetimi ifade eder. Bu yöntemde uydu
teknolojilerinin sağladığı veriler, küçük, ucuz ama verimli sensörler,
kameralar, insansız hava araçları ve robotik tarım araçları sayesinde üretim
daha ekonomik ve çevre dostudur. Akıllı tarım uygulamaları Türkiye'de ve
dünyada hızla gelişmektedir. Bu durum “Küresel Tehditlerde Artış Olan Gıda
Güvencesi” konulu raporda da yayınlanmıştır (STM Thinktech, 2020).