Menüde düşük kalori ile beraber yüksek kalsiyum almanın en önemli yolu süt ve süt ürünleri tüketimidir. Sütü sadece çocuklar değil 7'den 70'e herkese sağlık için tüketmesi gerekmektedir. Çünkü insan bedenindeki kemik kütlesinin %20-40 ı beslenme ve fiziksel aktivite ile korunabilmektedir. Bu nedenle kemik yapımızın güçlenmesi adına mutlaka süt ve süt ürünlerini tüketmemiz gerekli. Obezite ile mücadelede etkin rol oynadığı Tip 2 diyabetin etkilerinin azaltılmasında süt ve süt ürünleri çok önemlidir. Süt ve süt ürünlerinin “osteoporoz” adı verilen kemik erimesinin önlenmesine de önemli görevleri var. Pastörize ve uzun ömürlü sütün ne çocuklara ne de yetişkinler tüketilmesi konusunda beslenme ve sağlık açısından herhangi bir olumsuz zararı bulunmamaktadır.
Sokak sütünün; pastorize ve UHT süt ile kalite ve güvenlik açısından kıyaslanması bile kabul edilemez. Sütün, süt hayvanlarından üretilebilmesi için 4 önemli süreçten geçiyor. Mamogenesiz, laktogenesiz, galaktopoesiz ve sütün indirilmesi aşamalarından geçerek o muhteşem sıvı yani süt hazır hale geliyor. Eğer hayvanda bir hastalık yoksa hayvanın memesindeki süt neredeyse strerile yakın bir durumdadır. Ancak hayvanın memesindeki bu steril sıvının aynı güvende tüketiciye ulaşması için bir güvenli üretim sistemi ve beraberinde lojistik ağına ihtiyaç vardır. Bu imkanları da pastörize ve UHT denilen uzun ömürlü sütler sağlamaktadır.
Uluslararası Gıda Güvenliği Arenasında Süt ve Süt Ürünleri grubu öncelikli değerlendirilen bir gruptur. AB’ nin gıda güvenliğini tesis etmeye yönelik oluşturduğu kurumsal yapısı uluslarüstü niteliktedir. AB’ de gıda güvenilirliğinden Avrupa Komisyonu, Tüketicinin Korunması ve Sağlık Genel Müdürlüğü (DG SANCO) ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA). Ancak bu sorumluluk AB genelinde risk değerlendirme ve gıda faaliyetlerinin mevzuata uygunluğun kontrolünü kapsamaktadır. Üye devletler ve Avrupa Komisyonu gıda güvenliğinin denetiminden sorumludur. İşte bu kurumlar ve ilgili alt komisyonlarda AB Gıda Güvenliği faslı görüşmelerinde risk grubu yüksek kabul edilen ve en fazla önemsenen ürün grubu süt ve süt ürünleri gurubudur. Ülkelerin gıda güvenliği konusundaki başarı sıralamasında özellikle bu grup dikkate alınır. Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikaları paralelinde takip görevindeki komitelerin tüm dünya ülkelerinde en çok dikkate aldıkları husus süt ve süt ürünlerinin güvenlik kriterleri ekstra önemlidir. Yani süt kalitesini belirleyen tüm gıda güvenliği kaideleri ülkemizin gıda politikası ve uygulamaları anlamında üst sırada olmalıdır.
Süt işleme, zamanla yarışmak demektir. Güvenli olmayan ellerde ise bu zaman aleyhte işlemekte ve gıda güvenliği ve halk sağlığı riske girmektedir.
Hayvandan sağılan sütün son derece hızlı bir şekilde hijyenik ve güvenli koşullarda hemen soğutularak güvenli üretim yapılacak tesislere ulaştırılmalıdır. Pastörizasyon veya sterilizasyon işlemlerine tabi tutularak kaliteli sütün tüketiciye ulaşması mümkündür.
Ulusal Süt Konseyi Yapısı ve Görevleri
Ulusal Süt Konseyi; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununda belirtilen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere; süt üreticilerinin oluşturdukları birlikler, dernekler, kooperatifler ve sanayicilerin oluşturdukları birlik, dernek, kooperatif temsilcileri ile bunlara üye olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili araştırma ve eğitim kurumları, meslek odaları, tüketici örgütleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz Ulusal Süt Konseyi'nin kurmalarını sağlamak ve çalışma usul ve esaslarını belirlemektir.
Ulusal Süt Konseyi'ni oluşturan 4 ayrı gruptan Yönetim Kurulu 12 üyeden oluşmaktadır. Bunlar:
a) Üretici Alt Grubu: Süt hayvancılığı yapan üreticilerin üye olduğu ve üst örgütlenmesini tamamlamış 1163 sayılı Kanuna göre kurulmuş tarımsal amaçlı kooperatifler ve üst birlikleri, 5996 sayılı Kanuna göre kurulmuş yetiştirici birlikleri, 5200 sayılı Kanuna göre kurulmuş üretici birlikleri ve bunların merkez birlikleri, Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği.
b) Sanayici Alt Grubu: Süt ve ürünlerini meri mevzuat hükümlerine göre; üreten işleyen, pazarlayan gerçek veya tüzel kişilerin oluşturdukları, ulusal çiğ süt üretiminin en az % 5 ini işleme kapasitesine haiz birlik, vakıf, dernek veya kooperatifler ve bunlara üye olan gerçek veya tüzel kişiler ile Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.
c) Kamu Alt Grubu: Bakanlık, Sağlık Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Rekabet Kurumu ve Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü.
ç) Araştırma Kurumları, Meslek Odaları ve Sivil Toplum Kuruluşları Alt Grubu: Konuyla ilgili üniversiteler, enstitüler ve araştırma merkezleri, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Tüketici Dernekleri Federasyonu, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası ile TMMOB Gıda Mühendisleri Odası.
Ulusal Süt Konseyi; adil fiyatlanmış güvenli süt ve süt ürünlerinin tüketicilere ulaşması için 2009 yılında faaliyetine başlamıştır. Çiğ sütün kalitesine göre fiyatlandırılması gibi bir çalışmada 2020’de yayınlanan bir tebliğ ile A sınıfı süt, B sınıfı süt ve C sınıfı süt gibi kalitesi kademelendirilerek, fiyat belirlenmesi de buna göre yapılacaktır. Bu tebliğ 25 Ocak 2020 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 2019/64 sayılı Çiğ İnek Sütünün Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğdir. Ulusal Süt Konseyinin sütün fiyatlarının daha net ve adil belirlenmesi konusunda çalışmaları vardır. Türkiye’de üretilen 24 milyon ton sütün % 45’i sanayide değerlendirilmektedir. Geri kalan sütün değerlendirilmesinin de takibi gıda güvenliği açısından çok önemlidir.
Ulusal Süt Konseyinin görevleri:
a) Sektörle ilgili almış olduğu kararları, yılda en az bir kez ve ayrıca istenildiğinde Bakanlığa rapor halinde sunmak, sonuçlar konusunda Konsey üyelerinin bilgilendirilmesini sağlamak.
b) Sektöre ilişkin verileri toplamak, süt sektöründe ve piyasasında ortaya çıkan ulusal veya uluslararası gelişmeler çerçevesinde risk analizi ve yönetimi ile ilgili çalışmalar yapmak, strateji belirlemek, plan ve projeler oluşturmak, uygulamak veya uygulanmasına yardımcı olmak.
c) Süt ve ürünlerine ilişkin olarak ulusal ve uluslararası düzeyde araştırma, inceleme yapmak veya yaptırmak, gerektiğinde kendi üyeleri arasından veya dışarıdan belirleyeceği kişilerden oluşmak üzere çalışma grupları ve komisyonlar kurarak bunların çalışma usul ve esaslarını belirlemek, araştırma ve inceleme sonuçlarını Konsey üyelerine, ilgili kurum ve kişilere aktarmak.
ç) Hazırlanacak düzenli raporlarla süt ve süt ürünlerine yönelik kararlar alan ve uygulayan ilgili kurumların bilgilendirilmesini ve kamuoyu oluşturulmasını sağlamak.
d) Süt ve süt ürünleri üretimi, tüketimi ve ticaretinin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak.
e) Belirli zamanlarda bölgelere göre sütün maliyetini tespit ederek gerektiğinde ilan etmek.
f) Diğer ülkelerde benzeri faaliyetler gösteren kuruluşlarla işbirliği yapmak, gerektiğinde konu ile ilgili uluslararası kuruluşlara üye olmak.
g) Gerektiğinde, Konseyin faaliyetleri ve uygulamalarına uygun olarak temsilcilikler veya şubeler açmak.
ğ) Amaç ve faaliyet konuları ile ilgili olarak toplantı, sempozyum, panel, seminer, konferans, kongre ve çalıştaylar düzenlemek, süt ve süt ürünlerinin tanıtımını yapmak.
h) Sektörde yüksek kalitede üretimin gerçekleştirilmesi, standardizasyon ve sertifikasyonun sağlanması, piyasanın izlenmesi, kayıt altına alınması ve kalite kontrol sistemlerinin geliştirilmesi için gerekli politikaların belirlenmesi ve uygulanmasında yardımcı olmak.
ı) Tüketici bilincini geliştirmek.
i) Sektörün yapısal sorunlarının çözülmesi, ihtiyaçlarının karşılanması ve uluslararası rekabet gücünün arttırılması ve üretimin çeşitlendirilmesi dâhil gerekli önlemlerin alınmasını ve uygulanmasını sağlamak için çalışmalar yapmak.
j) Yöresel süt ürünlerinin üretimi, ulusal ve uluslararası piyasalarda tanıtımı, tescili ve pazarlanması için gerekli çalışmaları yapmak.
k) Avrupa Birliğine uyum ve müktesebatın uygulanması için gerekli faaliyetlerin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak.
l) Süt ve süt ürünleri ticaretinin ulusal ve uluslararası kurallarının belirlenmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmak.
m) Konseyin faaliyetleri ile ilgili olarak Bakanlık ve diğer kuruluşlarla ilişkileri yürütmek ve bilgi akışını sağlamak, sektörle ilgili eğitim, yayım veya danışmanlık hizmetlerini ilgili kuruluşlarla işbirliği içerisinde yürütmek.
n) Sektördeki üretim ve sanayi faaliyetleri çevrenin, kamu sağlığının, üretici ve tüketici haklarının korunması, kırsal kalkınmanın temin edilmesi, süt üreticileri ve tüketicilerinin organik üreticilik ve iyi tarım uygulamaları konularında bilgilendirilmesi, organik süt üretiminin ve tüketiminin teşvik edilmesi konularında çalışmalar yapmak.
o) Sektörle ilgili oluşturulan ulusal ve uluslararası tüm uygulama, politika, strateji, desteklemeler ve projelerle ilgili görüş bildirmek.
ö) İstenildiğinde; Konseye ait mal, para ve para hükmündeki kâğıtlar ile belgeleri denetim elemanlarına göstermek ve gerekli yardımda bulunmak.
p) Sektörde fikri, sınai ve ticari mülkiyet haklarının korunmasına yardımcı olmak ve markalaşmayı teşvik etmek.
r) Süt ve ürünlerinin işlenmesinde sürdürülebilirlik, insan sağlığı ve çevreye duyarlılık ilkesi çerçevesinde yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanmasına katkıda bulunacak faaliyetler gerçekleştirmek.
s) Konsey üyeleri arasında sektör ile ilgili çıkabilecek anlaşmazlıklara Araştırma ve Danışma Kurulu aracılığı ile çözüm bulmak.
💧
“Menşei belli olmayan sokak sütü, halk sağlığı açısından çok önemli bir risktir ”
💧
Menşei kaynağı bilinmeyen bir sokak sütü satın alındığı zaman işte tehlike tam olarak orada başlıyor. Çünkü “Zoonoz” diye bilinen hayvandan insana geçen hastalıklardan korunmak güvenli üretilen süt ile bertaraf edilebilir. Evde kaynattığımız sütlerde bile yaşamanını sürdüren patojen mikroorganizmalar risk saçmaya devam edebiliyor. Sığır Tuberkülozu, bütün dünya için önemli bir hastalık olduğu gibi, ülkemizde de üzerinde durulması gereken zoonozlardandır. Memelilerde hastalık yapan tuberküloz bakterileri, Mycobacterium tuberculosis ve Mycobacterium bovis’tir. Myco. tubercülozis, insandan insana, Myco. bovis, sığırdan insana bulaşmada rol oynar. Sığır tuberkulozunda ari ülke ve bölgeler oluşturmak amacıyla yapılan projelerde sığır populasyonunun sayısı, bölgelere göre dağılımı, hayvan hareketleri ve en önemlisi parasal kaynak sağlanması gerekmektedir.
Sığır tuberkulozunu yok etmede uygulanacak ülkesel proje ve programlar, insan sağlığı ön planda tutularak hazırlanmalıdır. Brusellozis, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Salgın Hastalıklar Ofisi (OIE) tarafından dünyada en yaygın zoonozlardan kabul edilmektedir. Enfeksiyon ülkemizde hem hayvanlarda hem de insanlarda ihbarı mecburi bir hastalıktır. Brucellozis ve Tüberkülozis hastalıklar sokak sütüne itibar edilmesi ile hortladı diyebiliriz. Sokak sütünün organik süt adı altında satın alınması halk sağlığını büyük bir riske ve bilinmeze sürüklemektedir.
Ülkemiz süt sektörünün Avrupa Birliği ülkelerine süt ve süt mamülleri ihracatı için sığırlarda Brucellozis ve Tüberkülozis hastalıklarından ari işletmeler oluşturulmayı hedeflemek üzere daha fazla gayret göstermelidir. Tüketiciler bu konuda de katkı sağlamlı ve menşei belli olmayan sütler satın alınmamalıdır. Diğer taraftan AB de olduğu gibi süt kalitesi için “Süt eylem planı” yapılmalıdır. Süt eylem planı Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde yürütülmelidir. AB de olduğu gibi ülkemizde de mL de maksimum 100.000 adet mikroorganizma içeren süt üretilmesi temel hedef olmalıdır.. Türkiye bu koşula uyan süt ve süt mamüllerini AB ye ihraç etmektedir. Ulusal Süt Konseyi'nin süt kalitesinin artması için yoğun çabası mevcuttur. Gıda güvenliği açısından süt kalitesinin artması çok önemlidir. Bunun için tüm süt paydaşları, Ulusal Süt Konseyi ve Tarım ve Orman Bakanlığı daha çok işbirliği yapmalı ve süt çiftçisinin korunması ve üretimin artırılmasına çalışılmalıdır.