SAKATAT... Yiyelim mi Yemiyelim mi ?









Sakatat
denince, bu tanım içerisine karaciğer, böbrek, dalak, kalp, beyin, akciğer gibi organlar girer. Bunlara işkembe, dil ve bağırsaklar da ilave edilebilir.

Karaciğer başta olmak üzere sakatat çeşitleri ülkemizde çok ve yaygın bir şekilde tüketilmektedir. Ancak, bu tüketim alışkanlığımızın beraberinde getirdiği önemli sağlık sorunları vardır. 

Sakatatta Kimyasal kalıntılar

Hızlı-çarpık endüstrileşmenin getirdiği çevre kirliliği ile gıdalara geçen kimyasal maddeler, hayvan hastalıklarına karşı kullanılan çok çeşitli veteriner ilaçları, daha çabuk ve fazla verim alabilmek için yemlere yasak olsa da ilave edilen antibiyotikler başta karaciğer olmak üzere diğer iç organlara ve ete geçmektedirler. Bu da geniş bir tüketici kitlesinin sağlığını tehlikeye sokmaktadır. Çünkü şurası bilinen bir gerçektir ki bazı kimseler antibiyotiklere karşı aşırı hassasiyet göstermektedirler. Böyle hassas kimselerin antibiyotik kalıntıları taşıyan gıdaları tüketmeleri alerjik reaksiyonlara ve de ölümle de  sonuçlanabilen daha ciddi rahatsızlıklara neden olabilmektedir.

Antibiyotik direnci oluşuyor

Toplum sağlığı açısından önemli bir konu da yukarıda belirtilen tehlikelerin haricinde vücudumuzdaki zararlı-zararsız bütün mikroorganizmaların, bu antibiyotiklere karşı zamanla direnç ve dayanıklılık kazanmasıdır. Bu da hastalık hallerinde kullanılan antibiyotiklerin tesirsiz hale gelmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle başta karaciğer ve böbrek olmak üzere sakatatın et gibi her gün tüketilmemesi sağlık açısından en uygun olanıdır. Tavsiye edilebilecek sıklık, mutlaka yemek istiyorsanız belki ayda bir defa olabilir. O da küçük porsiyon halinde olması kaydı ile...

Yağ dokuda birikir...

Ayrıca, tarım ilaçlarının ve cıva gibi ağır metallerin gıdalardaki kalıntıları, zehirlenme yapmayacak kadar az miktarlarda vücuda alındığında sağlık sorunu o an için görülmez. Ama bu kimyasal kalıntılar vücutta yağ dokuda depolanırlar. Uzun süreli birikimler neticesinde, vücudun zayıf kalıp da yağ dokunun kullanıldığı hallerde beklenmeyen zehirlenmelerle karşılaşılır.




Bu konuda önemli noktalar

Antibiyotik kalıntılarının sakatattaki bu istenmeyen zararlarına karşı hayvanların tedavisinde antibiyotik kullanılması sadece Veteriner Hekimler tarafından olmalıdır.

Antibiyotiklerin çeşidine göre uygulamadan sonra 5-10 günlük bekleme süresi geçmeden hayvanlar kesime gönderilmemelidir.

Tüketici olarak sakatatın antibiyotik kalıntılı olup olmadığını anlamanın imkânı yoktur. 

Kalıntılardan korunmanın en kolay ve uygulanabilir yolu sakatatı mümkün olduğunca az tüketmektir.




Sakatat Besleyici mi?

Sakatat çeşitlerinin beslenme değerleri farklıdır. Genelde düşük beslenme değerlerine sahip olup aralarında karaciğer diğerlerine göre daha besleyicidir. Ancak tüm sakatat çeşitleri yağ ve kolesterol yönünden zengin olduğu için az tüketilmeleri sağlık açısından büyük önem arz eder. 



Bu da siz bilinçli tüketiciler için hiç de zor olmasa gerek. Öyle ya, “Sağlığımız mı önemli, sakatat mı?”. 

Prof. Dr. Özer Ergün

İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi



Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال