Mantarlarla ilgili, her sene aynı dram oynanır ülkemizde. Senaryo hep aynı kalmakla beraber, aynı heyecan ve ilgiyle izlenir gider bu oyun. Oyuna bu heyecanı veren de, durmadan yenilenen tipler, fedakâr oyunculardır sadece. Öyle ki, “Oyunda rol almak” neredeyse “Hayata veda etmek” ile özdeş. Ne yazık ki insanlar, doğal bir besin kaynağı olan mantarlar hakkında bilgileri “Hayatlarını kaybetmek pahasına” öğrenerek elde etmişlerdir.
Geçmiş tarihe bir göz attığımızda Roma Kralı Neron’un oğlunu, annesini; Bavyera Kralı VII. Karl’ı, karısı ve çocukları ile birlikte ve müziğin büyük ismi Mozart’ı can verirken görüyoruz bu korkunç oyunun çeşitli sahnelerinde. Hadi, onlar bu konuda henüz bilgi toplama çağlarının insanları idi. Ya bizim bu çağda verdiğimiz kurbanlar da neyin nesi? Hala mı bilineni aramakla meşgulüz?
Doğru sanılan yanlışlar
Mantarlar hakkında zihinlerimize yerleşmiş “yanlış inançları” yargılamakla başlayalım:
- Böceklerin yediği mantar zehirli değildir. (Yanlış)
- Ağaç üzerinde yetişen mantarlar zehirsizdir. (Ağaçlar üzerinde yetişen hafif zehirli mantarlar da vardır)
- Kurutulan mantarların zehiri kalmaz. (Yanlış)
- Mantar pişirilirken içine gümüş kaşık veya yüzük sokulduğunda siyahlaşırsa zehirlidir. (Yanlış)
- Mantar yoğurtla yenince zehirlemez. (Keşke öyle olsaydı)
- Mantara zehir, yılanlar tarafından verilir.(Masallarda çocuklar için ilgi çekici bir sahne olabilirdi)
Nasıl zehirliyor?
Gerçekte mantarlar, “Can almadaki marifetlerini “bünyelerinde taşıdıkları “doğal zehirlerle” gösterirler. Bu konudaki yeteneklerine göre de çeşitli gruplara ayrılmışlardır:
Bazıları 2 saat içinde zehirlerken, bir kısmı 5 veya 8 saatte; diğer bir kısmı da 3 gün hatta 14 gün sonra zehirlenme belirtilerine neden olur. Taşıdıkları zehrin miktarı ve çeşidine göre de hafif zehirli, zehirli, delirtici zehirli, öldürücü zehirli diye adlandırılırlar. Bazı mantarların taşıdıkları zehirler gramın binde biri miktarı dahi bir insanı öldürmeye yetecek kuvvettedir.
Zehirlenme belirtileri
Mantar zehirlenmelerinde en önemli belirtiler; sıkıntı, bulantı, terleme, kusma isteği, karın ağrısı ve titremelerdir. Bu halleri mide-bağırsak sancıları ve ishal takip eder. Ölüm karaciğerin parçalanması ve fonksiyonlarını kaybetmesi ile şekillenir. Zehirlenmelerde ilk yardım olarak hasta hemen istifra ettirilmeli, arkasından da çay, kahve, ayran, su gibi içeceklerle vücut takviye edilmeli ve hemen bir hekime başvurulmalıdır.
Bütün bu olup bitenlerden bizler üzüntü duyarken “kültür mantarcılığı” ile uğraşanlarımızın üzüntülerine bir de geçim sıkıntısı ekleniyor. Öyle ki, bu zehirlenme olayları mantara olan talebi düşürüyor. Oysa kültür mantarlarının, kırlarda kendiliğinden yetişen zehirli mantarlarla yakından uzaktan bir ilgisi bulunmamaktadır.
Uzun sözün kısası, “Mantarlar mı zehirliyor, yoksa biz mi zehirleniyoruz?” diye düşünmenin tam zamanı. Ve de “Mantarların ölüm oyununda rol almayalım lütfen”.
Prof. Dr. Özer Ergün
İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü.