Dünya, artık plastikten tuğlaya, betondan başka ne icat edildiyse onların yükü altında eziliyor. İnsanoğlu, Weizmann Bilim Enstitüsü'ndeki bilim kafalarının yaptığı hesaplamalara göre, gezegenimizin sırtına yüklenen insan yapımı nesnelerin ağırlığı 1 trilyon tonu (bir teratonu) aşmış durumda. Evet, doğru duydunuz, her hafta her bireyin kendi vücut ağırlığı kadar nesne üretmek, artık modası geçmiş bir diyet değil, dünyanın bir gerçeği!
Araştırma ekibinin başındaki bilim kahramanı Dr. Ron Milo, bu çılgın rakamların sadece sayılar olmadığını, aslında insanın gezegen üzerindeki etkisini kavramak ve Dünya'nın halini değerlendirmek için bir çeşit "cosmic odometer" olduğunu söylüyor. Yani, adeta dünya üzerindeki yaşamın araç kilometre sayacı gibi!
Şöyle bir geriye dönüp bakalım, 1900'lü yıllardan bu yana insanlık, üretim furyasında hızla ilerliyor. Her 20 yılda bir nesnelerin ağırlığı iki katına çıkıyor. Bu, doğal kaynakları sanki sınırsızmış gibi kullanmanın ve çevresel etkilerin artmasının somut bir göstergesi. Yani, "Üretimde hız kesmeyen insanlık, doğanın mecburen molasını almaya başladı!" diyebiliriz.
Antroposen Çağı dedikleri bu dönem, insan nüfusunun ve tüketim alışkanlıklarının hızla arttığı "Büyük Hızlanma" zamanlarına denk geliyor. Alüminyum, beton, plastik gibi malzemelerin her köşe başında belirmeye başladığı bir dönem. Bir bakıma, gezegenimiz kendi versiyonunu oluşturmaya başladı; sanki "Evimizi Nasıl İstiyoruz?" anketini dolduruyormuşuz gibi.
Araştırmacılar, insan yapımı nesnelerin yerküre üzerindeki ağırlığının, canlıların ağırlığıyla eşitleneceğini öngörüyorlar. Ama bu denge, 2020'de mi, yoksa birkaç yıl sonra mı gerçekleşecek, bu konuda biraz belirsizlik hakim.
Bir diğer ilginç nokta ise, mevcut üretim çılgınlığı devam ederse, 2040 yılına geldiğimizde insan yapımı nesnelerin ağırlığının yaklaşık 3 teratonu bulacak olması. Yani, yılda 30 gigaton madde üretmek, insanlığın yeni hobisi gibi gözüküyor.
Nature dergisinde yayımlanan bu araştırma, adeta bir bilim kurgu hikayesine dönüşüyor. İnsanlığın dünya üzerindeki etkisinin zirveye ulaştığı Antroposen Çağı, sanki gezegenimiz kendi başına bir bilim kurgu romanına dönüşmüş gibi. Araştırmacılar, bu çağın izlerinin milyonlarca yıl sonra bile tortularda ve kayalarda görüleceğini söylüyorlar. Yani, bu bir belgesel değil, bir epik bilim kurgu filmi! Artık karınca kolonisi olarak, dünyamızın başrolde olduğu bu dev prodüksiyona hazır olun!